Son yıllarda küresel ekonomik dengeleri sarsan birçok gelişme yaşandı ve bunlardan biri de ABD'nin eski Başkanı Donald Trump'ın dönemiyle ilgili gümrük tarifeleri oldu. Çin ekonomisi, bu zorlu koşullara rağmen nasıl büyümeyi başardı? 2020 tarihinde başlayan ticaret savaşı, iki büyük ekonomi arasında hissedilen gerilimi artırırken, Çin'in büyüme rakamları ise farklı bir hikaye anlatıyor. Bu makalede, Çin ekonomisinin büyüme nedenleri, Trump yönetiminin etkileri ve geleceğe dair öngörüler ele alınacaktır.
Trump dönemindeki gümrük tarifeleri, Çin'e yönelik rekabetçi bir baskı oluşturmayı amaçladı. Özellikle çelik ve alüminyum gibi stratejik ürünlerde uygulanan yüksek tarifeler, Çin'in ihracatını olumsuz etkileyeceği düşünüldü. Ancak, bu beklenmedik bir etki yarattı. Çin, iç tüketimi artırma ve yüksek teknolojiye odaklanma gibi stratejilerle bu zorlukları aşmayı başardı. Böylece, ihracatta yaşanan kayıpları telafi etti ve büyüme ivmesini korudu.
Çin, gümrük tarifeleri nedeniyle yaşanan zorlukları iç piyasanın canlandırılmasıyla aşmaya çalıştı. Hükümet, tüketici harcamalarının artırılması için bir dizi önlem aldı. İlk etapta, orta sınıfın büyümesi ve gelir seviyelerinin yükselmesi sağlandı. Böylece, iç tüketimde önemli bir artış yaşandı. Özellikle e-ticaret ve dijital hizmetler alanında atılan adımlar, ekonomik büyümeyi destekledi. Aynı zamanda, yüksek teknoloji yatırımlarına ağırlık verilmesi, Çin'in Ar-Ge (Araştırma ve Geliştirme) alanındaki kapasitesini artırdı ve bu sektörlerdeki büyüme hız kazandı.
Bir diğer önemli faktör ise altyapı yatırımları oldu. Hükümet, ulaşım, enerji ve iletişim gibi temel altyapı projelerine yoğun yatırım yaparak ekonomik büyümeyi destekledi. Bu yatırımlar, hem istihdam sağladı hem de sektörel büyümeyi hızlandırdı. Böylece, Trump dönemindeki olumsuzluklar karşısında Çin ekonomisi, kendi dinamikleri ile yeni bir büyüme trendine girdi.
Söz konusu büyüme, sadece istihdam rakamlarında değil, aynı zamanda küresel tedarik zincirlerinde de etkisini gösterdi. Çin, birçok ülkenin tedarik kaynağı olmaya devam etti ve bu süreçte RCEP (Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık) gibi ticaret anlaşmalarıyla da etki alanını genişletti. Tüm bu gelişmeler sonucunda, Trump'ın tarifelerine rağmen Çin ekonomisi, büyüme trendini sürdürmeyi başardı.
Bütün bu faktörler, Trump yönetiminin gümrük tarifeleri gibi olumsuz etkilerine rağmen, Çin'in kendi iç dinamikleriyle nasıl bir dayanıklılık gösterdiğini ortaya koyuyor. Gelecekte, bu büyüme trendinin sürdürülebilirliği ve uluslararası ilişkilerdeki gelişmeler, Çin ekonomisinin seyrini belirleyecek önemli kriterlerden biri olacak.
Sonuç olarak, Çin ekonomisi Trump dönemindeki zorluklara rağmen kendi stratejilerini başarıyla uygulayarak büyümeyi sürdürmeyi başardı. İleriye dönük, bu büyümenin devam edip etmeyeceği ve küresel ekonomik dengelerin nasıl değişeceği merakla bekleniyor. Bu süreç, sadece Çin için değil, tüm dünya ekonomisi için kritik bir öneme sahip.