Türkiye Büyük Millet Meclisi, 2016 yılında kaybettiğimiz ünlü siyasetçi ve yazar Sırrı Süreyya Önder'i anmak amacıyla özel bir tören düzenledi. Anma, sadece Sırrı Süreyya Önder'in politik kariyerini hatırlamakla kalmadı, aynı zamanda onun insani değerlerine, sanata ve barışa olan bağlılığını da gözler önüne serdi. Önder, Türkiye'nin sosyalist hareketleri içinde önemli bir aktör olarak bilinirken, bireysel özgürlükler ve insan hakları konularındaki duruşuyla da tanınmıştı. Bu anma programı, onun mirasını yaşatmak ve hatırasını tazelemek amacıyla önemli bir fırsat sundu.
Törene TBMM Başkanvekili, milletvekilleri, sanatçılar ve Önder’in ailesi katıldı. Anmaya gelenler, Sırrı Süreyya Önder'in hayatından kesitler sunan konuşmalar yaparak, onun kişisel ve siyasal yaşamına dair anekdotlarla dolu hatıralarını paylaştı. Özel konuklar arasında yer alan sanatçılar, Önder'in şiirlerini seslendirerek, onun edebi kimliğini de sahneye taşıdılar. Törende yapılan konuşmalar, dinleyicilere Önder’in değerlerine olan özlemi ve çağrısını yeniden hatırlatırken, Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları konusundaki mücadelelerinin önemine de vurgu yapıldı.
Sırrı Süreyya Önder, 1990'ların ortalarından itibaren Türkiye’de artan toplumsal olaylar, siyasi hareketler ve değişen halk dinamikleri içinde yer alarak önemli bir figür haline geldi. Özellikle tabandan gelen talepleri yükselten, sosyal adalet, demokrasi ve insan hakları temelli bir siyasal duruş sergileyen Önder, kimliği ve mücadelesi ile birçok insanın gönlünde yer edinmiştir. Törende, onun hayatı boyunca dile getirdiği 'barış' anlayışı ve 'birlikte yaşama kültürü' temaları öne çıktı. Önder’in en çok ses getiren projelerinden biri olan 'Alevi Açılımı', toplumun farklı kesimlerine yakınlaşma çabalarını bir kez daha hatırlattı ve bu konudaki adımları önemli bir yere koydu.
Meclis’teki anma programı, sadece bir hatırlatma değil, aynı zamanda Sırrı Süreyya Önder'in bıraktığı eserlerin ve düşüncelerin günümüzdeki yansımalarını tartışmak için bir zemin sundu. Konuşmalarda, Türkiye’nin toplumsal çelişkileri ve kamplaşmaları arttıkça, Önder’in düşündükleri ve önerdiği çözümler üzerindeki derin bir düşünce gerekliliği vurgulandı. Anma etkinliği, Önder’in yalnızca bir siyasetçi değil, aynı zamanda bir düşünce insanı ve aktivist olarak toplumda bıraktığı derin etkiyi de ortaya koydu.
Sonuç olarak, Meclis’te düzenlenen bu anma töreni, Sırrı Süreyya Önder'in mirasına sahip çıkmak, onun değerlerini günümüzde yaymak ve toplumsal bilinci artırma adına önemli bir adım olarak değerlendirildi. Önder’in hayatı boyunca sürdürdüğü 'sevgi, saygı ve hoşgörü' temaları, mevcut koşullarda tekrar gözden geçirilmesi ve tartışılması gereken konular olarak mevcudiyetini koruyor. Anma etkinliği, gelecekteki kuşakların da bu önemli mirası tanıması ve yaşatması adına bir çağrı niteliği taşıdı.