Son yıllarda iklim değişikliği, su kaynaklarını tehdit eden önemli bir sorun haline gelirken, İstanbul'un barajlarının doluluk oranı da endişe verici bir şekilde düşüş gösteriyor. Türkiye’nin en büyük şehri olan İstanbul, 15 milyonun üzerinde bir nüfusa ev sahipliği yaparken, su kaynaklarının yönetimi büyük bir önem taşıyor. Mevcut duruma bakıldığında, İstanbul’un su kaynaklarının yeterliliği ile ilgili ciddi sorunlar yaşanabileceği kaygısı gündeme geliyor. Bu haberimizde, İstanbul'un barajlarının doluluk oranına, bu durumu etkileyen faktörlere ve olası sonuçlara odaklanacağız.
İstanbul'daki barajların doluluk oranı gün geçtikçe azalıyor. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, 2023 yılının Ekim ayı itibarıyla barajlardaki su seviyesi %30'ların altında kalmış durumda. Bu oran, geçmiş yıllarla kıyaslandığında oldukça düşük bir seviyeyi temsil ediyor. Örneğin, geçtiğimiz yıl aynı dönemde bu oran %46 civarındaydı. Haliyle, bu durum İstanbul'un su ihtiyacını karşılama açısından büyük bir tehlike oluşturuyor.
İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan en önemli barajların başında Ömerli, Terkos, Sazlıdere ve Alibeyköy Barajları yer alıyor. Uzmanlar, bu barajların doluluk oranlarının düşmesinin bir dizi nedene bağlı olduğunu belirtiyor. Bunların başında, yaz aylarında yaşanan aşırı sıcaklar ve buna bağlı su tüketiminin artışı, kuraklık, iklim değişikliği gibi faktörler öne çıkıyor. Ayrıca, İstanbul'un hızla artan nüfusu da su kaynaklarının daha fazla tükenmesine neden oluyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan açıklamalarda, barajların doluluk oranlarındaki bu düşüşün endişe verici olduğu vurgulandı. Yerel yönetim, su yönetimi konusunda gerekli önlemlerin alınacağını belirtirken, halkı da su tasarrufu konusunda bilinçli olmaya çağırdı. Su krizinin önlenmesi için gereksiz su tüketiminin azaltılması, kullanım alışkanlıklarının gözden geçirilmesi ve alternatif su kaynaklarının değerlendirilmesi önemli adımlar arasında. Özellikle su sarnıçları, yağmur suyu toplama sistemleri gibi yöntemlerin benimsenmesi ifade edilmekte.
Uzmanlar, özellikle önümüzdeki yaz aylarında su krizinin derinleşebileceği konusunda uyarıyor. Türkiye'deki iklim değişikliği ve kuraklık koşullarının, İstanbul'un su kaynaklarını tehdit ederken, kıyı şehirlerde yaşayan halkın da bu konuda dikkatli ve daha bilinçli bir su kullanımına geçmesi gerekmekte. İlerleyen günlerde bu konuda yapılacak olan çalışmalar ve politikaların, İstanbul’un su güvenliğini sağlamada kritik rol oynaması bekleniyor.
Son olarak, İstanbul’daki barajların doluluk oranındaki düşüş sadece su ihtiyacını değil, aynı zamanda tarım, sanayi ve enerji üretimini de etkileyecek büyük sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle hem devlet kurumları hem de vatandaşlar, su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetimi konusunda daha hassas ve bilinçli olmalı. Eyleme geçilmediği takdirde, İstanbul'un su krizinin kapıda olduğunu unutmamak gerekiyor.