İstanbul, Türkiye'nin kalbinin attığı yerlerden biri olarak pek çok insanın günlük yaşamına sahne olurken, bu sefer kaybolma haberleriyle gündeme geldi. Son günlerde şehrin dört bir yanında dostları ve ailesi tarafından aranılan 21 yaşındaki genç, acı bir sonla gündeme geldi. İstanbul’un serin sokakları, bu genç için gözyaşları ve yasla doldu. Onun kaybolması, hem ailesini hem de yakın arkadaşlarını derinden sarstı. Kaybolduğu tarihten bu yana yapılan arama çalışmalarının yanı sıra, sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar da dikkat çekmişti. Ancak beklenen kötü haber sonunda duyuruldu ve herkesin yüreğini dağladı.
İstanbul'un Fatih ilçesinde yaşayan genç, 15 gün önce arkadaşlarıyla vakit geçirdikten sonra evine dönmemişti. Ailesi, ilk başta onun birkaç saat içinde geri döneceğini düşünmüş; fakat gece geç saatlerde evine dönmemesi, kaygıları artırmıştı. Sabah olduğunda ise genç adamın akıbetiyle ilgili endişeler artmaya başladı. Ailesi, hemen emniyete başvurarak kaybolduğunu bildirdi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, ailenin müracaatı sonrası hızla başlattığı çalışmalarla birlikte, genç hakkında geniş çaplı bir arama kampanyası başlattı. Arkadaşları, komşuları ve gönüllü vatandaşlar da kaybolan gencin izini sürmek için seferber oldu.
Sosyal medyada yüzlerce paylaşım yapıldı; ‘#Bulunamadı’ etiketiyle gencin fotoğrafları her tarafta dolaşıyordu. Yerel medya, kaybolan gencin hikayesini takip ederek gelişmeleri okuyucularıyla paylaştı. Aile, her geçen gün umudunu korumaya çalıştı; fakat günler geçtikçe içlerindeki korku ve endişe daha da büyüdü. Arkadaşları ise her köşe başında ilanlar dağıtarak, gencin izini bulmaya çabaladı. Ancak beklenen kötü haber geldi ve umutlar bir kez daha kırıldı.
Arama çalışmalarının sonuç vermemesi ve gencin akıbetinin hâlâ bilinmemesi, aileyi derin bir hüzne soktu. İki hafta süren mücadelelerinin ardında, beklenmeyen bir haber ulaştı. İstanbul’un kenar mahallelerinden birinde, genç adamın cansız bedeni bulundu. Olay yeri, kaybolduğu günün ardından gündemden düşmezken, polis ekipleri olayla ilgili incelemelere başladı. Kayıp gencin ailesi ise, haberi alır almaz bölgeye koştu. Yürekleri ağızlarına geldi; ama her şey çok geçti. Genç adamın yaşamına veda etmesi, sosyal medyada da büyük yankı uyandırdı.
Aile, yaşadıkları acıyı tarif edecek kelimeleri bulmakta zorlandı. Annesi, “Sensiz dünya renksiz,” diyerek acısını paylaştı. Yakın arkadaşları ve komşuları da kaybolan genci anarken, onun daha önceden iz bıraktığı anılarını unutturmadı. Olayın ardından yapılan açıklamalarda, gencin ölümüyle ilgili nedenlerin araştırıldığı bilgisi verildi. Olayın aydınlatılması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından soruşturma başlatıldığı bildirildi. Gencin hayatını kaybetmesi, sadece ailesini değil, tüm Türkiye’yi derinden etkiledi.
İstanbul'un tüm dinamiklerini bir araya getirip, gençlerin kaybolmasını engellemek için toplumsal bir bilinçlenmeye ihtiyaç var. Kayıp çocuklar ve gençler konusunun önemine değinmek, toplum olarak hepimizin görevi. Dikkatli olmalı ve kaybolan kişilerin bir an önce bulunması için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeliyiz. Bu tür acıların yaşanmaması için farkındalığımızı artırmalı ve destek veren gönüllü ekiplerin organizasyonlarını koordine etmeliyiz.
Bu üzücü olay, kaybolmaların önlenmesi noktasında gerekli önlemlerin alınmasını bir kez daha gündeme getirdi. Her yıl şehirlerde kaybolan gençlerin sayısı sürekli artış gösterirken, çocuk ve gençlerin güvenliği için toplum olarak daha fazla dikkat göstermemiz gerekiyor. Son günlerde sıkça yaşanan bu tür olayların aydınlatılması için daha fazla destek ve iş birliği sağlanması şart. Gençlerin hayatları o kadar kıymetli ki, bir daha benzeri acıların yaşanmaması için hepimizin üzerine düşeni yapması gerekiyor.
İstanbul'un yaşam dolu sokaklarında bir gencin hikayesi daha hüzünle sona erdi. Aileler, arkadaşlar ve toplulukların kayıpları bulmak için enerjilerini ve umutlarını bir araya getirerek sahne alması, zaruri bir durum olarak karşımıza çıkıyor. İstatistikler, kaybolan gençlerin hayatlarının daha fazla değer bulması adına hareket geçmemiz gerektiğinin altını çiziyor. Bu bağlamda, hem günlük yaşamın içinde karşı karşıya kalınan tehlikelere karşı tetikte olmalı, hem de kaybolma olaylarının ardındaki sebepleri analiz ederek, kalıcı çözümler üretmeliyiz. İstanbul'da bir daha acı haberler duymamak dileğiyle…