Günümüzde pek çok kadın girişimci, geleneksel yöntemleri modern sanayi ve ticaretle birleştirerek sürdürülebilir iş modelleri geliştiriyor. Bu hikaye, tam da bu kapsama giren bir kadın girişimcinin sıfırdan geleneksel bir ticareti nasıl uluslararası bir marka haline getirdiğini gözler önüne seriyor. Tülin Yılmaz, eşi İsmail Yılmaz'ın ata mesleği olan el yapımı dokuma işine aldığı hibeyle, sadece Türkiye’de değil, 24 farklı ülkede kendine yer buldu. İnovatif yaklaşımı, onun bu geleneği modern tasarımlar ve pazarlama stratejileriyle buluşturmasına olanak tanıdı.
Tülin Yılmaz, eşinin aileden gelen geleneksel dokuma sanatını sürdürmekte olduğu küçük atölyesinde, yenilikler yapma kararı aldığında, özel bir hibeye başvurmuştu. Hibe, yalnızca maddi destek sunmakla kalmayıp aynı zamanda Tülin'in iş geliştirme yeteneklerini ve pazarlama yöntemlerini de güçlendirdi. Hibe süreci onlara, geleneksel yöntemlerin dışında modern yapılanmayı da öğrenme fırsatı sağladı. Hızla değişen tüketici taleplerine cevap vermek için pazar araştırmaları yaparak, kullanıcı dostu web siteleri ve sosyal medya kampanyaları oluşturdu. Bu sayede, hem yerel hem de uluslararası müşterilere ulaşmayı başardı.
Pazar araştırmalarının sonucunda, Tülin ürün yelpazesini genişleterek, tasarımlarında farklı kültürel unsurları da harmanlamayı tercih etti. Böylece, Türkiye’nin kültürel zenginliğini ve dokuma sanatını yansıtan benzersiz ürünler ortaya koydu. Yalnızca yerel pazarla sınırlı kalmayarak, New York, Londra, Tokyo gibi büyük metropollerde de satış yapmaya başladı. Hedef pazarlarda tanıtım çalışmaları yürütmek için sosyal medyanın gücünden faydalanarak, etkileyici görseller ve potansiyel müşterilere ulaşım yolları geliştirdi. Etraftan gelen olumlu geri dönüşler, Tülin'in kendine olan güvenini artırdı. Şu anda Avrupa, Asya ve Amerika'nın çeşitli bölgelerinde, toplamda 24 ülkeye ihracat yapmanın gururunu yaşıyor. Bunun yanı sıra, geleneksel işlerin de modern dönemde nasıl var olabileceğinin bir demostrasyonu olarak, diğer kadın girişimcilere de ilham vermek için çeşitli seminer ve workshoplar düzenlemekte. Tülin Yılmaz, sadece kendi markasının büyümesiyle kalmayıp aynı zamanda diğer kadınlarının da girişimcilik hayallerine destek olmayı hedefliyor.
Tülin'in hikayesi, sadece bir başarı öyküsü değil; aynı zamanda azim, gelenekselliği modernize etme ve sosyal sorumluluk bilinci ile dolu bir felsefenin de temsilcisi. 24 ülkede döngüsel bir iş modeli oluşturan girişimci kadının, önümüzdeki dönemde hedefi, daha fazla kadını bu modele dahil etmek ve onlara destek olmaktır. Tüm bu başarıları, bir kadının azmi ve inancı ile gelen geleneksel bir zanaati nasıl yeniden dirilttiğinin harika bir örneğidir.
Başarıyı yakalayabilmek için yalnızca maddi kaynakların yeterli olmadığını, aynı zamanda bilgi ve tecrübe paylaşımının da kritik bir rol oynadığını belirten Tülin Yılmaz, girişimciliğin yalnızca bireysel bir çaba değil, aynı zamanda toplumsal bir hareket olduğunu vurguluyor. Bu sayede, hem kendi markasını büyütme çabasındayken, hem de diğer kadınların kendi girişimlerine yön vermeleri için elinden geleni yapıyor. Hibe imkanları ve doğru kaynak kullanımı ile birlikte, bu tür girişimlerin artacağını ve yeni başarı hikayelerinin doğacağını öngörmek mümkün.
Sonuç olarak, Tülin Yılmaz ve onun ilham verici hikayesi, yalnızca bir işin nasıl büyütüleceği üzerine değil, aynı zamanda toplumdaki cinsiyet eşitliği ve kadınların iş hayatındaki yeri konusunda da önemli mesajlar barındırıyor. Her kadın girişimci, uygun destek ve kaynaklarla neler başarabileceğinin en güzel örneği olarak karşımızda duruyor. Onun yolculuğu, tüm kadınlar için bir umut kaynağı olmaya devam edecek. Örgü ve dokumayı havalı hale getirirken, kadın dayanışmasının ve azmin ön planda olduğu bir iş modeli sunuyor. Tülin, şimdi yeni hedeflere doğru ilerlemeyi hedefliyor ve bu yolda daha fazla kadınla birlikte yürümek için sabırsızlanıyor.