2023 bayramı, Türkiye’nin deprem felaketiyle sarsılan bölgelerinde farklı bir anlam taşıdı. Yaşanan büyük felaket sonrası, birçok aile hayatını kaybettirdiği sevdiklerini anmak için deprem şehitliğini ziyaret etti. Bu ziyaretlerde, bayram coşkusu, aynı zamanda derin bir hüzünle iç içe geçti. Kimileri bayramlaşma geleneğini yaşatmaya çalışırken, bazıları için bu gün yalnızca kayıplarını anma günüydü.
Bayram gururu ve coşkusunun yaşanması gereken bu özel gün, depremzedeler için tam anlamıyla bir yas günüydü. Şehitlerin mezarlarını ziyaret eden aileler, gözyaşları arasında dualar etti, kurbanlar kestiler ve şehitlerin ruhuna fatiha okudular. Deprem şehitliğinde bir araya gelen akrabalar, kaybettikleri sevdiklerinin anısını yaşatma konusunda ortak bir amaç etrafında toplandılar.
Öte yandan, bazı aileler yaşamsal meseleler ile bayramı kutlama çabası içerisine girdiler. Çocuklar, tıpkı her bayramda olduğu gibi, yeni giysileri ve şekerleriyle bir arada olmak için sabırsızlanırken, ebeveynlerinin gözündeki hüzün onları derinden etkiledi. Çocukların hayal dünyası, yaşanan acılara rağmen bir nebze olsun umudu simgeliyordu. Ancak tüm eğlenceler, kayıplarının yaralarını saramıyordu.
Bölgede yaşayan diğer vatandaşlar ve gönüllüler, bayramda birçok etkinlik düzenleyerek depremzedelere moral vermeye çalıştılar. Bayram günlerinde kurulan stantlarda, ihtiyaç sahiplerine yiyecek, giyecek ve çeşitli hediyeler dağıtıldı. Böylece toplum, dayanışma ruhunu bir kez daha sergiledi ve zor zamanlarda birbirinin yanında olmanın önemini hatırladı. Bu yardımlar, depremzedeler üzerinde olumlu bir etki yarattı ve bayramı biraz daha anlamlı kılmaya yardımcı oldu.
Deprem şehitliğinin etrafındaki bu etkinlikler, cumhuriyet tarihinin en acı günlerinden birini geride bırakan toplumun iradesini gösterdi. “Hayatta kalanlar” sadece fiziksel olarak varlıklarını sürdürenler değil; aynı zamanda ruhsal güçlerini koruyanlardı. Böyle zor zamanlarda bir arada olmak, insanlar için gerçekten çok kıymetli. Bayramın acı tadı, öte yandan daha sonra yüzleri güldürecek olmanın ve yaralar sarıldığında yaşanacak güzelliklerin umudunu barındırıyor.
Bu bayram, ne olursa olsun dayanıklılığını ve birlikteliğini artıracak bir ders olarak geleceğe taşınacak. Şehitlerini anarken, bu kayıpların yarattığı hüzün içerisinde yeni bir başlangıç umudu taşıyarak geleceğe daha umutla bakmayı öğrenecekler. “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” atasözündeki gibi; bu bayram, sofralar bir arada kurulduğunda ve kalpler birleştiğinde bu minvalde daha anlam buldu.
Gelecek yıllarda ise, hem şehirler hem de insanların kalpleri yeniden inşa edilecek, güzel günlerin hasrete dönmesinin önüne geçilecek. Bu bayram, aynı zamanda toplumun daima birlikte durduğu ve yukarıya doğru büyümeye devam ettiği bir hatırlatma oldu. Tüm acılarına rağmen dimdik ayakta duran bu insanlar, gelecek nesillere daha umut dolu bir yaşam sunma çabasında olacaklar. Çünkü gerçek bayram, kaybedilenlerin de ruhunu yaşatmak ve birlikte olmanın mutluluğunu paylaşmaktır.