Beş yaşındaki küçük Meryem, Türkiye'nin bir köyünde yaşam mücadelesi veriyor. Dört ay içinde tam 15 kilo veren Meryem’in hikayesi, açlığın trajedisini bir kez daha gözler önüne serdi. Ailesi maddi zorluklarla boğuşurken, minik Meryem'in aç kalması, tüm Türkiye'yi derinden etkiledi. Sosyal medya üzerinden yayılan fotoğrafları, birçok insanı harekete geçirdi. Meryem’in dramı, yardımseverlerin kalplerini sarmaladı ve pek çok kişiyi seferber olmaya çağırdı.
Meryem'in ailesi, geçimlerini çiftçilikle sağlıyor. Ancak kuraklık ve artan maliyetler, aileyi sıkıntıya sokmuş durumda. Meryem’in babası, “Gün geçmiyor ki tarlamızda bir şeyler olmasın. İçindeki tohum umudumuzdu ama her yıl ekimden sonra gelen açlık kabusu da peşimizden ayrılmadı” diyor. Aile, devletten yardım alabilmek için çabalasa da, maddi durumu yeterli derecede destekleyecek durumda değil. Meryem’in durumu, birçok kişinin yardım elini uzatmasını sağladı ve bu olay, açlık sorununu gündeme taşıdı.
Fotoğrafları sosyal medya platformlarında yayıldıktan sonra, özellikle genç nesil Meryem'e yardımcı olabilmek için harekete geçti. Meryem’in hikayesinin viral olması, yardım kampanyalarının başlamasına neden oldu. “Meryem için ne yapabiliriz?” diyerek başlayan yardım çağrıları, hızla büyüdü. İnsanlar maddi yardımların yanı sıra, gıda ürünleri ve kıyafetlerle de Meryem ve ailesinin yanına gitmeye başladı. Ekmeğe muhtaç olan bu küçük kız için yapılan yardımlar, umut kapısı haline geldi.
Yaşanan bu trajedinin ardından, ilk yardım kampanyası kısa sürede büyük bir başarı elde etti ve aile, akşamları aç yatmaktan kurtularak en azından yemek bulmaya başladı. Yerel hayır kurumları da kampanyaya katılarak, Meryem ve benzeri durumlardaki çocuklara destek olmak için çeşitli projeler geliştirmeye başladı. Ulaşılan yardımlar ve ulaştırılan yiyecekler ailenin hayatında anlamlı bir değişim yarattı.
Meryem’in hikayesi, yalnızca onun değil, birçok çocuğun da açlıkla mücadelesinin sembolü olmaya başladı. Türkiye’deki eşitsizliklerin ve açlık sorunlarının görünür kılınması, toplumun bu yönde daha fazla duyarlılık geliştirmesine neden oldu. Bunun yanı sıra, devletin de halka bu konuda gerekli önlemleri alması için baskı artmış durumda. Herkes, “Böyle bir şeyin bir daha yaşanmaması için neler yapılmalı?” sorusunu gündeme getirdi.
Gelir dağılımındaki adaletsizliğin bir sonucu olarak açlık, ne yazık ki birçok aileyi etkileyen bir olgu olarak günümüzde varlığını sürdürüyor. Meryem’in yaşadığı dramatik durum, yalnızca bir örnek. Türkiye’nin farklı köylerinde de benzer hayatlar sürmekte ve bu durum her geçen gün daha fazla insanın dikkatini çekmektedir.
Minik Meryem savaşını devam ettirirken, toplumun her kesiminden destek bekliyor. Meryem’in hikayesi, bir umut ışığı olarak alevlendi ve bu vesileyle birçok insana yardımın önemli olduğunu hatırlattı. Şimdi, hep birlikte, Meryem gibi çocukların yüzünü güldürebilmek adına mücadele vermek gerekiyor. Zira açlığın gölgesi üzerimizde dolaşmaktayken, her bireyin yapabileceği bir şeyler vardır. Meryem bu sürecin sadece bir parçasıdır ve onun gibi birçok çocuk için ses çıkarılması, destek olunması gereklidir.